Tolga Yücel

Ticaret sistemi değişecek
Biz hala Avrupa Birliği işini topluma yaygınlaştıramadık. Uyum yasalarının revaçta olduğu günler Meclis’te günlerce mesai yaptıktan sonra, tam üyelik müzakere süreci başladı, on gün-on beş gün konuştuk üzerinde, tartıştık ama sonucunda yine kendi işlerimize döndük.

Avrupa Birliği üyeliği geldiğinde, hayatımızda bir şey değişmeyecek duygusu yüzünden o kadar sıradanlaştı ki süreç, hurafeler haricinde Avrupa Birliği''ni merak eden de yok. Bu konunun uzmanlarını tenzih ederim ama, vatandaşın umurunda değil. Belki de istenilen refah düzeyine gelemediği için, Maslow piramidinin ortalarına ancak varabilmiş bir toplum için yapılanların bir önemi yok.

Anayasamızda onlarca madde değişti, bu son "türban değişikliği" kadar konuşmadık bile. Sivil toplum değişti, çevre yasaları değişti, tınmadık bile. Önümüzdeki haziran ayında da ticaret hayatının değişmesi bekleniyor, ama "ne olacak, ne bitecek?" kimse bilmiyor. Sivil toplum kendi görüşlerini siyasi iradeye iletti, ama Avrupa Birliği uyum sürecinde pek öyle size uygun da yasa çıkmıyor. Gel de bunu bizim insanımıza anlat. Toplum olarak, hayatımızda hiç bir değişiklik yok... Neye, nasıl uyum sağlıyoruz ki?

Yasa boyutunda uyum bir aralar hızlanmıştı, şimdi o da yavaşladı. "Gelin, üye olun. Bir eksiğiniz kalmadı!" dendiğinde sanırım toplum bakacak, neymiş bu Avrupa Birliği, ne yapması gerekiyormuş diye... Bu da bir kaosun başlangıcı olsa gerek... Bursa''da, gördüğüm en beyefendi insanlardan ve kırklı yaşlarına rağmen kendini geliştirmek için çaba gösteren, ahlaklı ve disiplinli iş yapış biçimi ile takdir ettiğim, sektöründe farklı bir ekol olan Yeminli Mali Müşavir arkadaşım Mesut Yiğit ile sohbet ederken, tasarı olarak Genel Kurul''a inmeyi bekleyen "Türk Ticaret Kanunu"nun getirdiği yeniliklerden bahsetti. Daha şeffaf, daha açık, tüm bilgileri sadece tek düzen hesap planı ile değil, uluslararası muhasebe standartlarında takip edilen bir ticari hayat bizi bekliyor. Anlattığına göre, babadan kalma usullerle ticaret yapma devri bitecek. Patronun cebi, şirketin cebi işi ortadan kalkacak. İstihdam paketinde de açıklanan, kıdem tazminatı artık şirketin ileriye dönük borçlandırılmış şekilde, bilançolarında ve mizanlarında bir yükümlülük olarak duracak. Siz bir şirketin değerini ölçerken, bakacaksınız borçları ne kadar, alacakları ne kadar ve hangi yükümlülükleri var. Reytinglenme ve puanlama bir değer olacak. Patronun tanıdığı ve çalışmaya alıştığı banka müdürleri haricinde, sizin şirketinizin artık kendi başına bir ederi olması gerekecek. Aldığınız kararlar sadece sizi değil, toplumu da bağlayacak. Ticaret hayatı değişiyor. Peki, işadamları ve esnaf bunun neresinde? Bu anlatılanlara uyum sağlayabilecekler mi? Bunları kimin planlayıp düşünmesi lazım?

Bu sorularla sizleri baş başa bırakıyorum. Umarım bana kızmazsınız.